28 Kasım 2011 Pazartesi

Fotografci SARE

Sare'nn objektifinden ;

;





17 Kasım 2011 Perşembe

Arin bebek Kapi susu

bir onceki postta birsey belli olmuyor  ayrintli foto koy diye elestiri aldim.Benim arkadaslarim nedense yorumlarini daha cok ve genellikle facebook tan telefola ya da yuzyuzeyken yapiyorlar,yazin suraya yorum bolumu yapti,usenmeyin ve hatta sizden bahsedilmiyor dye gucenmeyin.yarim aklimin yetebildiklerini yaziyorum,fotoraf makinamin lensi bozuldu telefonumun kamerasiyla zorla cekebildiklerimi koyuyorum.Budur durumum ve izahatim...

14 Kasım 2011 Pazartesi

DIY NIGHT FOR BABY ARIN

Pazar gunu buz pateni pistine gidip sansimiz varsa belki de buzda kayabiliriz diye yola ciktk,hava soguktu ama Bornova en az 4drece daha soguktu.birrrrrrr....
Yolda Cinarli daki cicek markete ugrayip dogum icin hastane kapi susleme malzemeleri aldim.Kendim yaptim:)



Su kirmizi sepeti de bu gece bittireyim.........

9 Kasım 2011 Çarşamba

BAG EVINDE SONBAHAR & BAYRAM

Agac evin uzerinde kahvemizi icip piknik yaptik.

Son mahsul paticanlarimizi topladik..

Asma yapraklari kizarip sonbahara yakistirdi kendini.


Kizimin piriltili bayram babetleri



Dedemizin bizim icin yaptigi agac ev..

Japon kiracimizdan yadigar oyuncak cay seti,

4 Kasım 2011 Cuma

Kavurma bayrami

Sare'nin kafasi cok karisik .Daha bir hafta once yine sabah kalkip ona Sare bu gun bayram demistim,onun anlayabilecegi sekil 29 ekim'i cumhuriyeti anlatmaya calismistim.Ama o gun bayram olmasina ragmen bir etkinlik yapmamistik.Hukumet depremi bahane ederek kutlamalari iptal etmisti,ama televizyonlarda hala copcatan programlari komedi dizileri yayinlanmaya devam ediyordu.Once sehitlere uzulduk,bir gurup teroristin yaptigini butun kurtlere maletme gafletinde bulunduk.Televizyonda irkciligin ve hitler ideolojisinin savunucusu zavalli programcilari izledik.Intikam arzusuyla agizlarindan salyalar gelerek konusuan adamlari kadinlari dinledik .Sonra facebook sayfalarindan irkci kumelenme haraketleri basladi arkadas listemin buyuk cogunlugunun Van depreminde olen kurtlere nerdeyse ohh iyi oldu tarzi yayinladigi mesajlara utandim.Sonra Mardin de insani insan olmaktan utandiran 13 yasindaki kucuk savunmasiz bir kiza 26  (yirmi alti) adamin tecavuz ettigi ve yargitay kararliyla zavalli kizin neredeyse suclu bulunup o adamlarin serbest kalisina tanik olduk.Ve simdi ben size iyi bayramlar demeye Sare'ye bayramla ilgili coskulu seyler anlatmaya ne bileyim iste icimden gelmiyor.Sadece ona bayram icin yeni seyler aldim onun coskusunu sicak tutmak icin.
Cocukken beni cok mutlu etmeyen bir bayram di Kurban bayrami elini optugum butun teyzelerin elleri kan ve et kokardi.Evlerin avlulari icleri kavurma ve en fenasi haslama et kokardi,o zamanlar eti terbiye etmek baharat ve sebzelerle kokusunu hafifletme ve alternatif pisirme teknikleri halk tarafindan pek bilinmiyordu.Bir de taze kesilmis etin beni ve kardesimi zehirledigi gercegi vardi ki bunu kesfedene kadar her bayram kusma ve ishal nobetleriyle burnumuzdan gelirdi.
En fenasi ise cop bidonlarinin kenarindan kosesiden sarkmis bagirsaklar ve hayvan kelleleri gormekti,ister istemez sahit olunurdu,o zamanlar cocuklarin psikolojisini falan takan da yoktu.Simdi kurbanlar saglikli kosullarda kesiliyor ama kucuk kiza tecavuz eden heriflerin psikolojisindeki yargi tarafindan dagitiliyor ADALET.
Kisacasi ulkemin,ulkemin insanlarinin basina gelenlerden basina bisey gelmeyenlerin de verdikleri tepkilerden memnun degilim..

1 Eylül 2011 Perşembe

Selimligi anlamak...

Oguz Atay ve edebiyat uzerine bir yazi  olmayacak bu.Acikcasi Atay'in edebiyatinin  ya da kisacasi Tutunamayanlarin bende birakmis oldugu derin izlerin izini surerek vardigim noktayi aciklama yazisi ya da cabasi olabilir ancak.
Gozunde , aklinda veya mantiginda olen arkadasi Selim'i nereye koyacagini bilemeyen zavalli Turgut'un Selimligi ,Selim olmayi anlayabilmek icin ciktigi icsel ve fiziksel yolculuk veya tam da ayni sekilde Selim olabilmek beni  de  en az Turgut kadar etkilemis olacak ki karnimdaki erkek cocuguna isim ararken donup dolasip ona Selim ismini yakistirirken buluyorum kendimi.
Yasadigimiz surece en azindan bir kisinin bile uzerinde  kucuk bir iz birakabilmek degilmidir cabamiz?
Selim ismi nereden gelmistir aklima ;cevabi kendi sorularinin agirligina yenik dusmus bir ustanin romanindandir.

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Okul servisi-soforu-ogretmeni v yolcular

...........
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum,

Hiçbirinizle döğüşemem,

Siz ne derseniz deyiniz,

Benim bir gizli bildigim var,

Sizin alınız al inandım,

Morunuz mor inandım,

Ben tam kendime göre,

Ben tam dünyaya göre,

Ama sizin adınız ne,

Benim dengemi bozmayınız

                                               TURGUT UYAR
 

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Bakin neler oldu!

Cok cetin gecen 4-5 ayin ardindan tekrar oturabiliyor yazabiliyor olmak benim icin cok degerli.

Olaylar soyle gelisti;     zaten varolan bel fitigim ataga gecti ve es zamanli gelen hamileligimle beraber hormonlarin da durtmesiyle ben ayaga kalkamaz,tedavi olamaz ve hatta yuruyemez hale gedim.Fizyoterapistler,pasif jimnastikler,masajlar da fayda etmeyip ayak parmaklarim da guc kaybi baslayinca sakat kalma ihtimalim vukuu buldu.Sonrasinda butun riskleri hesaplayip ve omuzlayip hamile halimle ameliyat masasina yattim ve simdilik iyi de ettim diyorum,Ben ve bebegim ikimiz de saglikliyiz.ben artik yuruyebiliyorum,omuirligim duzeldi,bebegim de gelisimine devam ediyor ve test sonuclarina gore de hersey normal ama tabi risk her zaman var.

Zaten oturamayan ben bilgisyarimin internet aygiti vinn'imin kocam tarafindan tarlada bahce de kirilmasi sonucu sanal alemden de uzunca bi sur uzak kaldim.Kisacasi dondum iste artik as ermeler ,mide bulantilari,kas spazmlari,bel agrilari olmadan ozledigim ve hayal ettigim mutlu gunlerimdeyim.

o   halde yeniden  MERHABA...

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Oooff Pofffff

Bir bucuk aydir bel fitigi izdirabindayim.
Kapaliyim.
Iyilestigim gunleri gorme umuduyla yasiyorum,iyilesince hergun yazacagim blog sasiracaksin.!

31 Mart 2011 Perşembe

Ben gencken;


Otuz bes 35yasima 1-2 gun kala mutlumuyum diye sorgularken buluyorum kendimi.Hayatimda eglencenin yeri ve onemi azaldi,artik eglenemiyorum,dans etmeyi severdim,muzik dinlemeyi artik bunlari bile cok nadir ve sanki bir gorevmis gibi yapiyorum.Sorumluluklar insanlari sIkIci olmaya zorluyor,onceden hayatinin merkezine yakin duran  seyler artik sadece dugun-parti vs.gibi seylerin oluverisine gore sinirlaniyor.

Ben gencken hayati-anlamini sorgulardim sonra kafamdaki milyonlarca cevapsiz sorudan sIkIlIr,biraz alkol,gurultulu muzik,dans pistinde bir iki salinma iyi gelirdi,sorularin hepsi sigaramin dumanindan  o zamanlar nispeten daha az radyasyon iceren atmosfere suzulurdu usul usul..

Ben gencken Jack Keurac gibi asi  olacagim derdim.Oguz Atay kadar tutunamayacagim sanirdim.Simdi  ise tutundugumu zannettigim seyler benim kendi umutsuzluk sarmasiklarim.

Asi olamadim,motoksitletimle yeni yerler kesfedemedim,zerdust hayati surecek kadar cesur degildim.Peki ne oldum,veya bu duzen icinde ne olmama izin verildi?

Yok bu otuzbesime geldim  ve iste benim pismanliklarim yazisi degildir.Cok guzel bir aileye sahip oldugum icin bir sukur yazisidir.Bir isyan degil,bir duadir
.
Su anda buyuk yesil elmayi dislerken kizimin cikardigi seslere hayran olan bir annenin sukur yazisidir olsa olsa..


Roma'da  sokak arasinda fotografini cektigim ,arabanin uzerine konmus etrafi izleyen,nerede ve kim oldugunu saskin gozlerle sorgulayan bu kus anlatabilir mi derdimi?

29 Mart 2011 Salı

ROMA-VENEDIK-MILAN

Italya tatili planladigimdan cok daha gec ve sorunlu gerceklesti.Oncelikle cok agirkanli kocamdan vize icin gerekli evraklari hazirlamasini rica ettim; yaklasik 2ay surdu bu cabam,en son artik sinir krizinin esigindeyken... neyse hazirladik bitti diye kisa keseyim ,vizeyle ben ilgilendim.Bundan once meger ne kadar cok ve gereksiz yere vize takip ucreti odemisim seyahat acentalarina.Ucak biletleri ve otel rezervasyonlarini da yaptim,ama o kadar cok iptal ettirdim ve rezervasyon opsiyonunu ertelettim ki en son thy'yi opsiyon ertelemek icin 1saat gec arayinca eldeki biletlerden de oldum.Sonuc olarak Business Class uctuk Avrupa'ya.Bizde ucaga binince sampanyayla karsilanacaktik,biz de zengin ve zuppeydik :) 
Sabah ucagini kacirinca Izmir CIP salonunda 4saat-Istanbul da da 6saat CIP salonu nobeti tuttuk.Uyuduk ,uyandik,corba ictik,dergi okuduk,tv izledik,internete girdik,alisveris yaptik,havaalaninin tadini cikardik( iggkkk ne zulumdu beee)....Gecen sene 6sefer uzakdoguya gittim bu kadar yorulmamistim.Ucaga bindigimizde yorgun,Roma'ya indgimizde daha da yorgunduk.Pek parlak baslamayan gezimizi mutlulukla surdurme niyetindeydik.
 Butun tatil boyunca trenleri kacirdik,metroya yetisemedik ,uzun saatler otobus bekledik,yanlislikla tren biletlerimizi  yirttik (kocam sinirli bir turk erkegi oldugunu Italya'da da  kanitlamaya calisirken yanlislikla iptal edilen degil,gecerli olan bileti yirtiverdi.Sonra o biletin yanlislikla yirtildigini anlatabilmek icin halkla iliskiler ofisinde bayaa bi ter doktuk sonra tam hallettik ofisten cikiyoruz garip bir sesle irkildim,bu sefer benim Charli Chaplin kocam kapidaki kopegin uzerine basmis,zavali hayvan iniliyor,Alp saskin bakiniyor...
Roma ruya gibiydi,hic uyanmak istmedim,her sokagin basinda ,ortasinda ve sonunda sizi sasirtacak,hayran birakacak,gulumsetecek bir detay,bir hosluk bulmak supriz degil.
Treviso'ya giden trende de inecegimiz istasyonu kacirinca gece Venedige indik,orada da 1saat tanisma turu attik mecburen ,Venedik'ten Treviso'ya geceyarisi ulasabildik,sevgili kuzenim bizi karsiladi istasyonda.Elifciim bize gece kahvaltisi bile hazrladi.
Elif'in dogumunu,bebekligini hatirliyor olmam bana kendimi yasli hissettirdi,o bile buyumus yurtdisinda ogretmenlik yapabilen bir genc kiz olmustu,ben artik teyze statusunde miydim??nayir nolamazdi genctim ben,daha abla bile olmayi kabullenememisken...
Gezi boyunca Roma'da begenip almadigim pembe saati bulabilmek icin insan ustu bir efor sarfettim.Her gordugum Furla magazasina heyecanla girdim,mahsun mahsun ciktim,Treviso,Venedik ve Milano da hep o saatin izini surdum ve en son Milano da  onu yakaladim)) ohh beee.. 
Yolculuk bavuluma 3tane ayakkabi hazirladim,topuklu bootilerimi giydim ilk gun.Hvaaianinda bu kadar zaman bekyecegimizi ve Roma'da havaalanindan metroya metroda ise  labirent ,bir dehlizin icinde saatlerce yuruyecegimizi,merdiven cikacagimizi ongoremezdim elbet.Otele ulastigimda o botlari yakacak-atacaktim ya kiyamadim daha yeni almistim.neyse bundn sonraki gunler ise dersini almis olan ben ayagimdan artk pek de sevmedigim UGG botlarimi cikarmayacaktim.
Ilk aksam pizza yedigimiz Rossopomodoro'nun buffalo mozerellali ,domatesli pizzasini ve Roma dondurmasinin o inanilmaz tadini ise kelimelere dokmem imkansiz ..

25 Mart 2011 Cuma

mazeretim var Fitikliyim ben

Hic arayi acmadan gezi yazisi yazacagim,Italyayi bana hissettirdiklerini,tatlarini sokaklarini,trenlerini yazacagim.
Oturabilirsem yazacagim,yakinda yazacagim.Bel fitigimi hortlattim yine dikey pozisyonlarda agrili ve sancili bir donemdeyim,yatmak uzanmaktir tek dilegim,az biraz iyileseyim paralel yasamdan kurtulayim yazacagim ey blog.
Ve butun ozledigim hasretlen bekledigim takip ettigim bloglari okuyacagim tek tek.
Uzun bir yolculuktan donmus gibi,bir dosta kavusmus gibiyim,saskin ve sevincli, hosgeldin be blog,

18 Mart 2011 Cuma

saskinim

Bloglari acamiyoruz ,ama yeni kayit yazabiliyoruz.kimse okuyamayacaksa,buna neden izin vermisler ki.Sansurcu zihniyeti kiniyorum; suclularla ayni kefeye konuldugumuza inanamiyorum.
Suc teskil etmeyecek masum gezi yazilari yazacaktim :(
Digiturk'u arayip yaptiklari yanlis uygulamadan dolayi kampanya suremin dolmasiyla beraber uyeligimi iptal ettirmek istedigimi belirttim,gerekcemi acikladim,onlar da kendilerini anlatma telasindaydilar dinlemek istemiyorum dedim,ben yazamiyorsam;siz de konusamayin,anlatamayin derdinizi dedim.

26 Şubat 2011 Cumartesi

Offf Sare offfff

Evden ciktiktan 10metre sonra yoruluyor kizimin bacaklari hatta zorlarsam anne kalbim agriyor ,acil taxiye binelimmm diyor,restoranda istedigi yemegi yemek,lunaparkta oyuncaklara binmek,gezmek hicbisey mutlu etmiyor,bazen elde etmeyi istedigi birsey yok zaten hepsini o istemeden biz onune sunuyoruz acaba o yuzden mi diye dusunuyorum.
Bayramlarada eretesi gun yeni kiyafet giyecegiz diye nasil heyecanlanirdik,simdi alisverise cikmaktan bikkinti geldi,artik magaza dolasip kabinlerde giysi denemek zor gelir oldu.Biz de doyumsuz , biz de mutsuzuz.Sahip olmak,elde etmek onceden buyuk keyifken simdi daha da iyisi icin hirslaniyoruz,elimizde ki hep degersiz geliyor.
Evet biraz yasli teyze blog yazisi gibi oldu ama bu gun Sare beni cok uzdu simdi o uyuduktan sonra bu cileli gunun muhasebesini yapiyorum,bi ara bi koseye oturup aglasam mi diye bile dusundum  o derece kotu bir gundu,o derece bunallti beni.
Evde butun gun bi saniye oturmayan ,yorulmayan cocuk kapidan disari ciktigimizda hemen yoruluyor,heryere taxiyle,arabayla gidilecek istedigi olmayinca cisim geldi numarasi yapiyor ki sen acele et yurumek yerine taxi cagir diye!! o bicim kurnazliklar yani 3yasinda felegin cemberinden gecmis tavirlar:)
Evde surekli buna bu yakisiyor mu diye sorma,surekli firfirli etek ,tayt giymek istemek,bitkisel dudak koruyucu yu dudaklari donmus et yagi varmis gibi gorunene kadar surmek son donem favorilerimiz..
Her gecen gun daha da zorlasan bir surecmis annelik,ergen donemimde anneme yaptiklarimi hatirladim bu gun,celik gibi sinirleri varmis kadinin ne kotu sozler soyledim ,ne cok uzdum onu ve kendimi,Sare bana aynisini yapmaz umarim.

15 Şubat 2011 Salı

Fall in love with Blue Dress........

Yok ben anlamam modadan.
Bu elbiseyi gorunce gonlum kaydi,icimde bir kiprasma oldu ,ona sahip olmaliyim hissiyati beni esir etti.Cok sevdim ne yapayim.Boyle hissiyatlar genellikle ayakkabiyla aramda sikca kuruluyor fakat elbiseyle de olabiliyormus demekki.
Blumarine yaz kolleksiyonundan fiyati umurumda degil eminim etiketi gorunce ac yatan sokak cocuklarini dusunecegim,sokak kedileri icin bile haksizlik yaptigim icin uzulecegim..,Kumasina dokununca alacagim haz ayni anda izdirap olacak,bunca yoksulluk haksizlik varken ortak olma; acimasizlarin tarafinda olma diyecegim.Askimi sevdami kalbime gomecegim,usul usul akan gozyaslarimi silerek iyi ki modanin esiri,tutkunu degilim diye sevinecegim.
Yaz da geliyo bisuru dugun var kafesli siyah ayakkabilarimla ne guzel olurdum saclarimi da at kuyrugu yapardim..
Zaten etek boyu cok kisa olmaz olamaz,kocam dunyann lafini eder,artik 35yasina giriyorum oyle zittirik kisa elbise giyemem anneyim de ayni zamanda...
Yanliz kalmak istiyorum gel-gitlerimle ....

9 Şubat 2011 Çarşamba

Biseyler..

Sizin etrafinizda ,yanibasinizda biseyler olur ve siz oylece bakarsiniz,izlersiniz ve hicbirsey yapmazsiniz.Yapamazsiniz,bir el sizi tutar.Biseyler sizi durdurur ,siz bile bilmezsiniz o seyin  ne oldugunu.Sonra birgun sizi hic ilgilendirmeyen birseyde, biryerde,bir olayda beklenmedik bir performansla patlarsiniz.Anlatamazsiniz kendinizi,ifadeler yerini bulmaz,bulamaz,sacmalamisisndir iste.Kime ne desen kendine ne uydursan da olmaz.Oylece oluvermistir,o an senin icinden bir canavar dogurmus ve aninda o canavarin girtlagina cokuvermissindir.Yani iste boyle her hareketinin aciklamasini yapman gerekirse ,ki umarim gerekmez...boyle uzun aciklama-aciklayamama cumleleri ki kimseyi tatamin etmez-edemez.
Bulent Ortacgil'in Light albumunde tekrar tekrar dinlemekten bikmadigim ve su aralar Ask Tesadufleri Sever filmiyle tekrar gundemde olan o muhtesem sarkinin sozleri dusundurdu tum bunlari.Ve kendimi ifade etmekde cok da basarili olmadigimi hatirlatti bana kendime tekrar..

http://www.youtube.com/watch?v=-idv4dNCaBU

ve Marmaris ne guzel gidersin soguk bir birayla deniz tuzu yuzmde beyaz  bir golgeyken..Saclarim ilik ruzgarinla kururken,Can Kafe de karsidaki adanin tepesinde evimiz oldugunu hayal ederken,Eylul aksaminda ,Martta,Mayista her mevsimde beni mutlu eden,huzunlendiren Marmarisle dinlemeliyim bu sarkiyi tekrar tekrar....

30 Ocak 2011 Pazar

Bir devirin kapanisi.

En geride ,derinlerde ,cocuklugumda hatirlayabildigim manzara 3-4 yaslarimdayim;dedemlerin arka bahcesindeki bu babamla amcamin yaptigi kalp sekilli sus havuzunun etrafinda toplanmisiz,dedem beni havaya ziplatiyor,ben kikirdiyorum.Hafizamda ki en derin nokta bu.
Dedem gecen hafta 97 yasinda aramizdan ayrildi.Gecmisi tarihleriyle insanlarin soyisimleriyle tum ayrintilariyla hatirlayip,anlatabilen bir insandi.Ailesine karsi sinirli ve asik suratli,disardakilere karsi cana yakin ve sevimli bir eski zaman insaniydi.Aga cocugu olarak dogmus ve oyle yasamis,ve belli bir yerden sonra anilarla yasar olmustu.
Bu haliyle ona karsi olan hislerimiz de birhayli karisikti.

Ama ben dogdugum kasabada aga torunu degil,firinci Fadime ve Semerci Sait'in torunu olmaktan daha cok gurur duyardim.
Ninemiz evlerinin avlusundaki tas firinda ekmekcilik yapardi.Sabah 5'te kalkip daglara cali-cirpi toplamaya gider,firinini yakar mevsimine gore patlican,biber,patates kozleyip kahvaltisini ederdi.Yani diyetisyenlerin detox vb.adlandirdiklari sekilde beslenirdi.Eksi mayayla yapilan buyuk yuvarlak sert ekmeklerin,hashasla yapilmis ramazan bazlama pidelerinin taze kokulariyla buyudum.
Dedem ise eseklere semer dikerdi,kendisine essek terzisiyim ben derdi.uzun uzun sazlari kivirip sekillendirip,renkli kecelerle suslerdi,tek bir semeri yapmasi 1ay kadar surerdi benim hatrladigim.Agir kanli bir adamdi ,sabirliydi,olmak istedigim ozelliklere sahip tek insandi.Her ani coskuyla yasar-yasatirdi .Camiden gelir oturur ceplerinden gelen sesleri bize duyurmak icin ugrasirdi,ETI PUF'un seffaf ambalajinin sesini duyunca uzerine atlardik bagrislar,cigrislar ; onun ve bizim mutlulugumuzu su an hic bir kelime tarif edemez.Sokaktan gecen dondurmacidan aldigimiz dondurmalari bir yalar bir yudum ilik su icerdik sayesinde;bogazimizin bu sekilde sismeyecegine bizi de inandirmisti.

Firinci ninem bayramlarda ceplerimize bir tutam corek otu koyardi,nazar degmesin diye...
.Hepsi gocup gitti buradan; bu uzerine bastigimiz toprakdan,bu adna hayat dedigimiz yanilsamadan...Hayli zaman oldu.Mutluyduk hepimiz cok mutluyduk,kimse hastalanmazdi,kimse doktora gitmezdi,evimizde hic dedikodu yapilmazdi,sofralarinda herzaman misafir icin yemek ayirilan bir evde buyudum.Guzel huylar ogrendim.Minnettarim,,
.Cok ozluyorum onlari,cocuklugumdaki saf mutluluklarimi,ahsap merdivenleri gicirdayan ahsap evi,avludaki kayrak taslarini,ahsap kapinin uzerindeki cember tokmagi...
Onlar ulastiklari biz kaldigimiz yerde mutlu olalim dilegim budur.

14 Ocak 2011 Cuma

Anne- Baba Ol Gel Etkinligi

Aralik ayinda hemen hemen hergun bir etkinlik yapildi Sare'nin okulunda.Pijama partisi,Yeni yil Partisi,Jimnastik gunu,Anne Baba ol gel partisi.En heyecan uyandirani anne kiyafeti giydigi gundu.ojeler surduk sanki anne ojesiz gezmezmis gibi:),kolyeler,bilezikler omuzlara kadar cikti ama mutluyduk..En sevdigimiz olmazsa olmazimiz firfirli etegimiz,capraz cantamiz,sanki annemiz normal hayatta boyle rukus de onu taklit ediyoruz..Takmam ben fular ,sevmiyorum bogazima bisey dolamayi,hele sonbahar gelince boynuna bez dolayinca kendini sofistike bisey oldum zannedenlere cekinmeem gulerim.Laf laf acti yine su moda bloglarina bakmadan edemiyor bi o kadar da saydiriyorum yazdiklarina fotolarina.Zannedersin cok refah bir ulkede yasiyoruz hoop alisvris dedinmi hepimiz ilk Beymen'e kosuyoruz,Hepimiz choo ayakkabi alabilecek kudretteiyiz.Botteganin bu sezon kreasyonunu gormeden alisverise cikamayiz.Ama cik sokaga herkesde ayni taklit LV canta nooldu yazarken hepiniz zenginsiniz,alisverise gelince Zara,H&M den baskasi agir geliyor.Birde sozlesmisler giyn kusan yere diz cok ,ya da bacaklari carpittirarak poz ver ahaaaa bu da moda fotografi.cozdum ben iste bu olayi ,yapayim bi moda blogu resimlerimde yuzume de maske ,cicek bocek ciziktiririm,onemli sahsiyeti yuzu taninmasin hesaaabi.Ne masum baslamistim yazima anaokuluna gidiyoruz diyecektim,parti diyecektim,hos hos ,cizittirecektim,icime moda seytani girdi,Prada pabuclarim ayagima vurdu aklim nerelere kacti tuhh..