30 Aralık 2010 Perşembe

Sahibinden satilik yepyeni az kullanilmis yil

cocukken kirtasiyeye gider en pullu simli yeniyil kartlarini alir pullar yuzume gozume yapisir eglenirdim,ve hepsinin icine klise   Erdogan ailesinin yeni yilini kutlar saglik,mutluluk ve basari getirmesini dileriz. Karahan ailesi yazar ailecek kutlardim yeniyili,belki kucuklerin ellerinden buyuklerin gozlerinden yada tam tersi operdik iste,herkes herkesi artniyetsiz operdi.gelen yeni yillar pek bi ikircikli ,pek bi kalles geldi bana,arkalarindan konusuyorum ayip oluyor ama:)sonra televizyonda dansoz cikacakmi diye meraklanirdik,tavuklar haslanmaya baslardi,organiktiler gec pisiyorlari yanina mutlaka pilav,kestane kebap,raki kokusu,kacak getirdiysen viski en conisinden:) agac falan suslenmezdi ozamanlar ecnebi isisydi yapanlar kinanirdi itinayla. sonra dansoz cikardi garip igreti bir durumdu dansoz izlemek,o zamnlar daha televole gormemistik,ciplakliga alisik degildik,sarkicilar giyinik sarki soylerlerdi.telefon cok yayagin degildi yeniyil karti attiysan baska iletisime gerek de kalmazdi.simdi heryerde noel baba,her evde yeniyil agaci,Sare bile Santa clous sarkilari ogrenmis.ne gerekirse yapiyoruz cok itaatkariz yani hergordugunu yapan ozenen,internette birbirini dikizleyen,super insanlar olduk yaw sonunda.bu da benim yeniyil notumdur hic kimseye hicbisey dilemiyorum,herkes hakettigini yasasin .bu yil.yeni yil veya her ne zaman isterse...simdi gidip zencefilli kurabiye yapmaliyim:)

15 Aralık 2010 Çarşamba

hey gidii gunler heyyyyyyy

Seneeee 2001 ben cok genc hayattan ne bekledigini bilmeyen ama hep iyi seyler uman,ve iyi seyler yasayacagina inanan saf bir genc kiz iken....yine ani kararlar vermekten cekinmeyen macera tutkusu dorukta,arayis icerisinde naif kirilgan mulayim bir genc kiz iken:) isin kisasi ben genc bir kiz ikeeeen bir aksam gelen bir telefon ilen 1ay kadar bir sureligine guneydogu illerine hem seyahat hem is teklifi alaraktan ve hemen o an karar verererekten 1saat icinde canta ,bavul hazirlayaraktan benim gibi yarim akil 2arkadaslan  ve onlardan daha yarim akilli soforumuzlen ciktik yollara...Minibus gibi bi araclan Nokia konnekting pipil promosyonu yapacak gezeck ,eglenecek yiyip,icip cosmaca yapacagiz ama sofforumuz Sami  iste tam burada devreye giriyor.......
1ay kadar suren yolculugmuzun buyuk bir bolumunde titrek sesi, is makinasi kivamli tinilariyla Azer Bulbul dinlemek suretiyle suurumuzun ,hayat enerjimizin,gencligimizin,masumiyetimizin,guzel neyimiz varsa o siralar bize dair yollarda AZER AZER  yitirdik:) bu sofor Sami aabi sayesinde.Adiyaman carsisinda gezerken kendisini esnafa rezil ederek aldik intikamimizi ama Azer'i n yarattigi tahribat bu gun bile bunyemizde hissedilmektedir!
Antakya'da tepsi kebabi,Kral Kunefe de yedigim kunefeler,oy oyy canlandi hepsi simdi gozumde heyyy hey gidi gunler bea.
Gaziantep de pavyonlarin oldugu sokaktaki otelimiz,Urfa 'da Kazanci Bedii 'den dinledigimiz Rubailer,ictigimiz Mirralar,o donem teroristlerin gezdigi dag eteklerinde arabadan inip halaylar cekmelerimiz,Adana Ceyhan'da herkesin sasirtici ve carpici kufurler le diyalog kurmasi...Kebabin her turlusunun yenip 4kilo alaraktan eve donus.....

.

9 Aralık 2010 Perşembe

gezici terzi,egzotik seyler vs...

Endonezya'da Tangerang 'da evden ise giderken sagli sollu yemek tezgahlarina tam alistim sasirmiyorum derken,,bu bisiskletli terziler sasirtti beni.Ve hepsinin onunde  levis yaziyor, genellikle kot pantolon pacasi kisalttiklarindan midir acaba? Orada kaldigim surece onlarca defa gordugum bu gezici terzilerin fotografini cekemeden donmustum.Tesekkurler Amine sayende kayit altina alabildim bu ilginc goruntuyu.
ozledim galiba islak ve pasakli tezatlar ulkesi Endonezyayi.
Gecen gun yine krupuk kizarttim dibinde azicik kalmis Sambal Manis sosuna batira batira yedik ailecek,Her basim agridiginda ve  biyerlere carptigimda morarmasin diye surdugum Caplang'in kokusunda hep hatirliyorum  Endonezyayi.. Kocam ilen her tatil planinda araya sokuyorum Baliye gidelim diye ama kocam tarafindan benim kadar heyecanla karsilanmiyor bu teklifim.
Mis kokulu mangolari,daldan koparip yedigim rambutanlari ,ici su dolu Star Fruit,utanmasam Durian'in kokusunu bile ozledim diyecegim..
Balli balli Mangisler,garip kokulu hos tatli Salak meyvesi,suyunu kahvaltida  ictigim Guava ayy ben pek ozlemisim yaw itiraf ediyorum.
Kisa bir egzotik meyve turu yaptirdim kendime simdi kalkip mandalin yiyim bari sifa niyetine...:)

8 Aralık 2010 Çarşamba

Sare 3 Yasinda ,O artik Abla oldu..

Sare semsiye istiyor ama Abla semsiyesi,Canta istiyor ama Abla cantasi,3yasina basinca abla olduguna inandi kucuk melegim.Sacinin rengini begenmiyor benim gibi Elen gibi sari istiyor,kotu ornek mi oldum cocuga bu minik caglarinda,en kisa zamanda esmerlesecegim mecburen:))
tuylu ve basit olan davetiyeyi ben hazirladimBasit diyorum ama  birkac gunumu aldi renklendirmek,tuylemek.
Dogumgunu kartlarimizi daha sonra blogunu paylasacagim Burcu hazirladi.Ozel renkler,baskilar ve hatta nakisla susledigi kartlari dagitmaya kiyamadim.
3 Yasimiza  oldukca kalabalik bir partiyle girdik.evin her odasindan cocuk firliyordu.Emekleyenler,yeniyeni yurumeye baslayanlardan 9yasa kadar uzanan skalamizla goruntuyu hayal gucunuze birakiyorum...

Gelen coculara kucuk hediyeler hazirladim. 
dogumgunumuzun temasi    'tuy gibi'  idi.kendi arkadaslarima yakalarinia takilacak  renkli tuylerden broslar yaptim.Bekledigmden daha fazla begeni topladi.

7 Aralık 2010 Salı

Bornova Kucukpark,,,OOze Venue.... Beduk

Bornova Kucuk Park daha cok ogrencilerin yedigi ictigi ,takildigi ucuz salas,guzel,canli,gurultulu biyer.Kocaciimla bazen serserilik yapmak icin gider bunyeye zararli ne varsa yer icer doneriz.Midye,kokorec temizligiden suphe edilecek herseyi adi serserilik olunca yiyorum yaw.Evde dikkat et yesillikleri 5-6- su yika sirkeye bastir ugras didin Kucukparka gir unut hepsini.Tezat insaniyim ne diyiim daha.
Neyse yine boyle bir serseri aksamiin sonunu Ooze Venue Beduk konseriyle bagladik. .dansi super coverler nefis sevimli mi sevimli bir adam ne yapsa yakisiyor.Sevdik begendik kendisini.
Beduk .garip isim iyi muzik.....kendisinin slogani !!   sevimli adam dediydim  iste klipler de komik.
http://fizy.com/#s/1ahso8

Dugunun salonunda cektigi bir klip varki http://fizy.com/#s/1ahso8gulmelere danstmelere doyum olmaz.:))

24 Kasım 2010 Çarşamba

Ayvalik-Cunda Moshos Butik Otel

Bayram tatilini degrelendirip Ayvaliga dogru plansiz bir gezi yaptik burnumuzun dikine gidip yeni yerler,tatlar kesfettik,az zamana cok seycikler sigdirmaya calistik.
Ayvalik merkezde bir sanat dukkanina dalip herseye hayran olduk,hepsini alip eve goturmek istedik.Kocam icin seramik bir baykus heykeli ,kendime de mine tasli bir bileklik aldim ki o gunden beri hic kolumdan cikarmadim.
Cunda ise hemen buraya yerleselim bundan sonra burada yasayalim hissi uyandirdi.Plansiz yolculugun en zor kismi kalacak yerin onceden ayarlanmamis olmasi dezavantajini avantaja cevirdik.Cok hosumuzua giden bir butik otel kesfettik.Moshos guzel koku demekmis,adinin hakkini ise sonuna kadar veriyor.Ilk giristen itibaren sabun kokusu sizi sizden alip goturuyor,beni cocukluguma goturdu sizi nereye gotururse artik.
Bembeyaz carsaflar yastiklar sabunla yikanmis odanin ici muze gibi karakteristik bir Rum evi restore edilip otel olarak isletiliyor.
Oteli isleten karikoca ise size bir aile dostunu ziyarete gitmissiniz hissi veriyor.Otein arkadaki  kucuk bahcesinde  kahkahalar esliginde yaptigimiz kahvalti da cok keyifliydi.
Ayvalik donusu yol uzerindeki Sokol yapi marketten dogal zeytin yagi sabunu ve yeri silmek icin sabun kokulu detarjanlar aldimim ve evde de ayni havayi yakaladim simdilik.
Ne cok yaziya gecirilecek sey ne kadar az zamanim var hersey icin. bircok seyi ya aceleyle ya da yarim yapabiliyorum ve simdi ben gidiyorummmm.....
asamaya yetisemiyorum yazmaya m normal sanirim.

23 Kasım 2010 Salı

Hediye Paketi

Hediye almaya vermeye bayilirim,cok begenerek severek aldigim hediyeleri verirken uzerine rafya kagidindan kurdela kondurulmus parlak kagitlarda vermekten hoslanmiyordum uzuunca bir zamandir.Bazi magazalarin hazirladigi karton cantalar fena degil ama herzaman bulunmuyor .Ben de evde kendim hediye paketi tasarladim ve diktim.sonuc fotograftaki gibidir.Organze beyez kumasi torba seklinde diktim ve partch-work yapmak icin Hollanda'dan canim arkadasim Burcu'ya siparis ettigim kumaslarimi ziyan etmeden ince biyeler kesip diktim.Aslinda torbanin ortasinda benekli kirmizi kumastan kalp sekli var ama fotografta gosterememisim.Isin komik tarfi ise kendimi hediyeyi verdikten sonra torbami geri alsam ayip olur mu diye dusunurken bulmam oldu : \

18 Ekim 2010 Pazartesi

Woody Allen


Takip ettigim bloglarin birinde rastladigim Woody Allen'in soyeledikleri ve bende yarattigi hissiyat uzerine yazasim geldi....... "Hep çok şanslı olduğumu düşünmüşümdür. İnsanlarda şansın hayattaki rolünü küçümseme eğilimi olduğunu düşünüyorum ve bunu kontrolden yoksun olduklarını inkar etmek için yapıyorlar. Ben böyle değilim. Çok sanslıydım ben. İnsanları eğlendirmeye yönelik bir yatkınlığım olmasaydı başka şeyler yapmak için uğraşırdım, ne yapardım bilmiyorum. Elimden gelenin en iyisini yapardım sanırım. Garip bir rastlantı sonucu insanları güldürebilen biri olmayı becerdim. Pek çok imtiyazla dolu bir hayat sürdüm ve bunun tek sorumlusu şanstı. Kabul ediyorum bunu. Şansımı bütünüyle doğrulayacak şeyler yapmamış olabilirim, daha iyisini yapabilmeyi isterdim."
Yillar once kahkahalarla izledigim bir Woody Allen filmi aklimda simdi tam da soyledigi gibi sans sanssizlik tesaduflerin sacma sapan yerlerde kesistigi klasik bir Woody Allen filmi.
Film ozetle ve hatirladigim kadariyla bir grup ortayasli arkadas etrafinda donuyor ve bu adamlar soygun yapmaya karar veriyorlar banka soyacaklar bankanin yakininda bir dukkan kiraliyorlar ve altindan bankaya kadar tunel kazmaya basliyorlar dikkat cekmemek icin de ev hanimi ve nefis kurabiyeler yapan Betty Middler dukkanda yaptigi kurabiyeleri satiyor.Kurabiyeler oyle tutuluyor ki sabahlari dukkanin onunde uzuun kuyruklar olusuyor  ve bizim haydutlar kurabiye pisirip satmaktan ve musteriyle ilgilenmekten o meshur tuneli kazamiyorlar.Bizim kucuk kurabiyeci Newyork 'da en in mekan oluyor onunde olusan kuyruktaki vatandaslarla roportajlar yapilip tv haberlerine cikacak kadar buyuk olay oluyor ve sonucunda hayal bile edemeyecekleri kadar zengin oluyorlar.Kendimi zorluyorum ama filimin biyerinde Hugh Grant'de vardi ama ne sebeple hatirlayamadim galiba orta yas hatunlarindan birinin sevgilisi gibi biseydi.
Keske gercek hayatta da boyle guzel suprizlerin ,guzel tesaduflerin oldugu komik ,heyecan verici hikayeler duysam,ben de sansli oldgumu dusundum hep,ama son zamanlarda umutsuzum biraz,belki boyle hikayelerle umudum da yerine gelir tekrar.
Usenmedim arastirdim:)))
Filmin adi SMALL TIME CROOKS...
UFAK SAHTEKARLIKLAR....Izleyeli uzun zaman olmasina ragmen hafizam fena degil hikaye temeli dogru ama oyuncularda Betty Middler yok artik kimi benzettiysem.


Posted by Picasa

5 Ekim 2010 Salı

Kucuk Seyler

Babam isten geldiginde arabayi park etmeden once mahalledeki cocuklari arabaya(otobusten bir boy kucuk ,minibusden az buyuk)bindirip bir iki mahalle dolastirir,muzik dinlerler,eglenirler .Hatta hafta sonlari cocuklar toplanip sokaktan babama tezahurat yaparlar,iste bu resim o anlardan birine ait.topladiklari papatyalari kapinin onunden arabaya kadar yol yapmislar.Kendilerini kirmayip gezdiren Hakki amcalarina kendi yontemleriyle tesekkur ve bir sonraki tur icin sempati..
Posted by Picasa

18 Eylül 2010 Cumartesi

Jakarta Sokak Lezzetleri

Sokak Lezzetleri basligi attim ama lezzet yeme aliskanliklarina gore degisen bir kavram tabii.Endonezya'da sokak yemekleri cok cesitli bizim de aliskin oldugumuz tarzda tekerlekli arabalarda; yol kenarlarinda,kucuk barakalarda heryerde yemek tezgahlari var.Ve tabii bi cogu ozensiz ve pis bir goruntu icinde.Gun boyu kizarmis tavuklar 35 derece sicakta tezgahlarda dolastiriliyor,el temziligi konusuna hic girmek istemiyorum:(

Bundan 5yil once Endonezya'ya ilk gidisimde aile doktorumuza danismistim ne tarz bir asi vurulmaliyim yolculuk oncesi ve yanima hangi ilaclari almaliyim endisesi icndeydim.O gun her ulkenin kendine has mikrobik hastaliklarinin oldugunu ve cok sukur ki uzak dogudaki bir cok mikroba bizim dayanikli oldugumuzu hayretle dinledim ve sonuc olarak sadece Hepatit -B asimi oldum.
Yanima da agri kesiciler,ishal ve mide bulantisi ve yanmalar icin gerekebilecek kucuk bir ecza cantasi hazirladim ve cok sukur o ilk turumu sorunsuz ama 1ay icerisinde 5kilo alarak tamamladim.
Dogru ve temiz yerde yenildigi surece uzak dogu yemekleri cok lezzetli.
J akarta merkezde birkac restoranda yedigim yemeklerin tadini ve lezzetini hala unutamiyorum.Hatta bir defasinda Hollandali is arkadaslarimla birlikte lezzetin son damlasina kadar varabilmek icin tabaklari yalamak istemistik ...Ekmek olsa soyyle ekmegi cevirerek bi guzel siyirirsin ama yok memlekette ekmek yeme aliskanligi.
Fotograftaki sokak yemegine gelincee,,suda bekletilip yumusamis pirincler tavada kizartilip uzerine kavrulmus sogan ,sarimsak ve en son yumurta kirilarak bir yaniyla krebe benzeyen,aci ve bol baharatli bisey ... cok meshur oldugunu soyledikleri icin merakima yenilip yemis ve uzerinden gecen iki gun boyunca surekli kendimde hastalik belirtisi arayip durmustum:)
Posted by Picasa

26 Ağustos 2010 Perşembe

eskimis baba gomleginden yavruya elbise dikmece

Bu bir beyaz keten gomlek hikayesidir..

Sevgili kocamin kendisinin bile hatirlamadigi bir tarihte aldigi ve her ozel gunde dugunde bayramda israrla giydigi adini Bodrum Gomlegi dedigimiz bu Mudo markali keten gomlek gecen haftalarda utulemek uzere elime aldigimda birkac yerinden yirtilmisti.
Yani sevgili kocamin ustunde paralanmisti,verdigi parayi gani gani hakketmisti emektar:)
Bu kadar deriin hatiraya sahip,gozbebegimiz ,adeta evimizin ,dolabimizin onemli bir parcasini atamazdim,elim titredi,acil birsey uretmeli ve gomlegi daha uzun sure yanimizda yakinimizda tutmaliydim.Iste o an Sare karsimda belirdi......tatataaaaaaaaa....SaRe'ye bluz yapabilirdim...Bu dahiyane fikir vukuu bulduktan sonra kuccuk beynimde hemen harekete gectim.Bir ogleden sonra arkadasim Esen'in davetini degerlendirip igne iplik,kucuk scarlet marka dikis makinam neyim varsa doldurdum cantaya vurdum kendimi yollara... arkadasimla bereber fikir alisverisi sonrasi tegelleme isini de ince ve SIk bir hareketle Esen'e kakaladiktan sonra bluzun ana hatlari ortaya cikti.
Bir sonraki hafta ise Sare havuzda oynarken ben de eskiden biskuvi kutusu olan dikis kutumu alarak (havuz kenarinda super marifetli ev hanimi modeli cizmis olmam da yanima kar kaldi )kenarina ilistirdigim cicek motiflerini el dikisiyle dikmeye basladim ve ayni hizla bitirdim.
Makina dikislerini debir pazar gunu pazar SIKintisi esliginde surekli dikis atlatan,ip kopartan dikis saran super dikis makinasi Scarlet 'imle bitiriverdim.Veee bluz olarak basladigim seyin aslinda elbise oldugunu gordum ve kendim diktim diye demiyoruuumm super bisey oldu ve onca dikis hatasina ragmen gorenler hazir zannettileer ki bu hatalari ustaca kapattigima delalettir.
En son olarak da beyaz olan gomlek dugmelerini kumasla kaplayiverdim,resimlere bakiniz ve su iki seyden birini diyor yada aklinizdan geciriyor olsaniz da yuzume soyleyiniz
.1-Ebru sen gercekten abartmayi seviyorsun
2-Sunu da kelimelerle susleyip bize saheser diye pazarliyosun ya.
Posted by Picasa

27 Haziran 2010 Pazar

Evim Evim Guzel Evimmm....

Bu gun evimizi sattik.Dusunulerek verilmis bir karardi ,artik bu semtte ve bu evde yasamak istemiyorduk.Kizimiz guvenligi ve havuzu olan bir sitede buyurse daha mutlu ve guvenli olur diye dusunduk,o zaman ne diye uzuluyorum ki simdi?
Kizimi kucagimda hastaneden getirdim kapidan girerken burasi bizim kucuk ailemizin yasadigi,yasayacagi  ve hep mutlu olacagi ev demistim.Ve oyle oldu kucuk ailemle birlikte cok mutlu olduk.Dostlarimizla yemekler yedik,uzun sohbetler esliginde.Soguk aksamlarda kocamin usenmeden catidan tasidigi odunlarla sominemizi yaktik,sarabimizi yudumladik.herseferinde bu somineyi mimarlik dersi kitabindaki tekniklerle kendisinin yaptigini dinledim hic bikmadim.Sehrin gurultusu icinde ama ayni zamanda ormandaymis hissi veren camdan yagmuru izledik defalarca.Sonbaharda kuslarin kume kume dans edislerini izledik kucuk kizimla birlikte.Hayvanat bahcesi tasinmadan once sabahlari aslanin kukremesiyle uyandik ,rahmetli Fil Bahadirin o kadar yakinimizda o kadar tutsak ve caresiz olmasina uzulduk.Lunaparktan gelen seslere dayanamayip cildiracakmisiz gibi oldu bazen,bazen de oradan gelen muzik sesiyle dans ettik.Her aksam kizim uyumadan once donme dolabin da uyuyup uyumadigini kontrol etti sabahlari nonnuye gunaydin dedik birlikte.Geceleri tam karsimizdaki parktan gelen seslere tepki vermek icin kac defa isiklari kapatip pisssssssst dedim korkutmak icin.
Simdi sanki cok hosmus gibi yazdigim seyler cogu zaman bizi cildirma noktasina getirip goturmustur!.Esek olur badem gozlu olur'u bosuna soylememisler:)
Simdi ise artik bizim olmayan evimizdeki son gunlerimizin keyfini cikarmaya calisiyoruz.
Aliskanliklarin esyanin malin mulkun esiri olmayacagim diyen bendim,nesnelere baglanmadan yasamanin mutluluk verdigine inanirim.Simdi niye buruk bir tarafim; beni eve baglayan hatiralar mi beni huzunlendiren?

28 Mayıs 2010 Cuma

Ayakkabi nasil yapilir?

Bahsetmis miydim bilmiyorum ama ben ayakkabi yapiyorum yani kisa bir sure oncesine kadar yapiyordum.Tam olarak ayakkabi yapmak degil ama ; yapim asamalarini ve malzemelerini denetlemek,yonlendirmek,danismanlik,teknisyenlik ne denirse iste.Endonezyada ki gorevim icin business kart basilacakti ve patronumla kartin uzerine yazilacak bir title bulamamistik.Simdi de  anlatirken nasil anlatilir bilemedim.
Ayakkabi nasil yapilir?
Genelde pis ortamlarda iscilerin kendi sagligina dikkat etmedigi,patronlarin da bunu firsat bilerek bu saglik,guvenlik gibi konulari sadece devlet tarafindan kontrol edilecekleri zaman uzmanlari kandirmak uzere dusunmeye basladiklari sagliksiz  ortamlarda uretilir.
Gunumuzde ayakkabi kimyasallari her ne kadar su bazli da olsalar ;tiner,aseton ve solvent dedigimde sanirim kimyasallarin uzun sure solundugunda zararli olabilirligini soylememe gerek yoktur.
Ortam bu kimyasallarin yogun olarak kullanildigi bir ortam ,uzerine birde havada ucusan deri ve tekstil tozlarini ekleyin.!Yani  o ortamda 8-9 saat calisildigi dusunulurse havalandirmanin cok profesyonel olmasi gerekli.
Endonezya'da bulundugum fabrikalarda benim calistigim markanin disinda Dolce&Gabbana,Costume National,Geox,Lacoste,Reebok gibi unlu markalarin da uretimleri var.Isci ucretlerinin 70-80 dolar oldugu havasiz ,sagliksiz ortamlarda hamile kadinlarin calistigi bu fabrikalarda uretiliyor high fashion 200-300 dolarlik pabuclar.
Butun bunlari gorunce Super Hero olmak ve bu duzene dur demek istiyorum ama olmuyor sistem cok saglam kurulmus tek kisiyle cozumlenebilecek gibi degil.
Bilmeyince ,gormeyince ne kadar rahatiz ayagimiza tam olan ayakkabilarimizla.

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Kahve Degirmeni-Turk Kahvesi

Olay soyle gelisiyor; resimde de acikca goruldugu uzre hafiften bahar yagmuru serpistiriyor,az biraz  melankolik bir hava...
Sevgilimin (kendisi kocamdir) bu yil dogumgunumde aldigi kahve degirmeninde kahve cekirdegi cekiliyor,heyytt deyip gaza gelip deli gonul acibadem likoru cekiyor!Ortam boyleyken fotograflamadan olmaz, 
Itiraf 1 : Fotograf fikri ortaya cikinca hemen igne oyasi fiskos seriliyor,dolaptan Kutahya el yapimi cini fincan cikariliyor...

Itiraf 2 : Hergun 1fincan turk kahvesi iciyorum ve evet hergun kendime fal kapatiyorum ,falimi acip gene super bir gun ,yine basima harika isler gelecek diyorum...
Itiraf 3 : Kahve degirmeninde taze cekilen cekirdekler birkac saat icerisinde gercek aromalarini yitiriyorlar o yuzden en onemlisi hemen cekip ,hemen tuketmek.Kocami fazla kizdirmak istemiyorum onun aldigi hediyelere herhangi bir sekilde bahane ,kusur bulma luxum yok:)Amaaa bu degirmen  sanki biraz iri cekiyor telveler agiza geliyor mu ne?

11 Mayıs 2010 Salı

Urla Pazari ( sevket-i bostan,enginar,kuskonmaz,rezene)..


Aslinda Urla ile tanismamin bu kadar gec kalmis olmasi biraz uzucu.Ama genclik iste haftasonu bi yere gidilecekse hep tercih Cesme'den yanaydi,cocuk sahibi olmadan once kalabalik,gurultu,ne bileyim tiki mekan meraki oluyor,ee boyle olunca sakin Urla,huzurlu Urla gec kesfediliyor.
Ot meraklilarinin mabedi gibi pazarini gorunce ise aradaki bag iyice gucleniyor.Saksiya isladiklarim yabani kuskonmazlar ve meshur urla enginari.O hafta pazardan birde taze rezene aldim,saticiya nasil yapabilirim diye danistim ;bana ayni kereviz gibi pisir ,patatesli yap dedi. Cok fena bir deneyimdi rezene benim mideme pek de dost olmayan bir sebze,ot herneyse oymus iste iggggkk bi daha tovbe ettim cayini bile icmem artik.
kuskonmazlari da kirabildigin yerine kadar kir kavur uzerine yumurta kir dediler Giritli teyzeler, ama bence once 1-2 dakika hasla sonra kavur demeliydiler bence :).
Ayni giritli teyzenin Sevket-i Bostan tarifi tek yuz akimdi.kuzu etiyle pisirip en son limonlu unlu suyla terbiye ettim ailem tarafindan otlarla olan bu son deneyim olumlu karsilandi, beni de yureklendirdi az biraz.
Pazarda ogrendigim en iyi, en taze enginar nasil bulunur'un sirrini da burada aciklasam mi?


Posted by Picasa

28 Nisan 2010 Çarşamba

dekorasyon

Esya yenileme vakti geldiyse eger evde sehpa uzeri hep dekorasyon dergileriyle doludur.internettte gozler hep dekorasyon sitelerine kayar.ben istedigimi buldum sanirim.beyaz olsun temiz olsun (evde 3yasinda bir canavar varsa temiz olsun kismi biraz utopik tabi.)herseyden onemlisi basit olsun ferah ic acan ,sade ve yalin,ciceklerle dolsun her bardagin,vazonun ve ici suyla doldurulabilecek her kabin ici.
Su siralar tek derdim esyalarimi nasil tekrar boyayarak modifiye edebilirim.Boyama teknigiyle eskitilmis goruntuyu nasil verebilirim.Birkac kaynak arastirdiktan sonra bunun hic de kolay bir is olmadigini anladim.Bunun icin bol malzeme,acik alan ,bilek gucu ve sabir gerekiyor.
Lafi uzatmayayim hayalim yukaridaki fotograftaki evi dekore edebilmektir.
niye yazdim;birkac ay sonra ev yenilendikten sonra donup bakayim,elimdekiyle su andaki hayalim arasindaki mesafe nedir goreyim istedim.

25 Şubat 2010 Perşembe

Sanat


Yukari da resmini gordugunuz sanatci kardesimiz, Jakarta Pasaraya alisveris merkezinde hic de ozel olmayan bir kosede sanatini icraa etmektedir.Kendisinde 1gram sanatci kaprisi gorulmemistir.
ne yapmaktadir bu guzel insan;sepetinde bulunan geri donusumsel bez ve kumas parcalarini kirpip elde ettigi boyali kirpiklarla tablo yapmaktadir,kirpiklari yapistirici yardimiyla resime tutturmaktadir.
Posted by PicasaBu kadar basit!!!
Dalga gecmek icin soyledigimiz Gora alintisi Turk atasozumuz"bunu yapan kor oldu" iste neredeyse bu kardesimizin yaptigi is icin gecerlidir.
Iste simdi diyorum ki soyle tek bir uyduruk tv dizisinde rol alip sonra oyunculuk yurek ister vs.gibi roportaj veren ve yaptigi isi abartip ne kadar emek verdigini gozumuze batiran,her dergiye ,gazeteye ayni soylemlerle ve cumlelerle roportaj vermekten cekinmeyen, sanatci kaprisli insan evladina takdimimdir.
Bak gene durduk yere sinirlenmisim.Ama yazarak aliyorum hirsimi,zararim yok kimseye.Az bilgi alayim memleketimden diyorum,heryerde dizi oyuncusu roportaji.Kizdirmasinlar beni..
Tam bitirmistim ki yazimi simdi hatirladim bir ara sanatci durusu diye bisey tartisiliyordu sevimli ulkemde.Hala biraktigim gibi sanatci sanatci duruyorlar mi acaba?
Onceden bu tarz yazi yazanlara da kizardim,sen kimsin de boyle giydiriyorsun onune gelene diye,ama simdi anlamlandi kendim yapmaya baslayinca.Bunyedeki rahatsizligi disari atmak ferahlatiyor insani :))

22 Şubat 2010 Pazartesi

O'nu sevme BEN'i sev

Yanlarinda kimse yokken kimse onlari gozetlemiyorken ne kadar guzel oyun kurup oynayabilen iki kuzen iken.Araya biz buyuklerden birisi girip herhangi birsey soylediginde ya da tavsiyede bulundugunda vs. birden buyu bozuluyor ve kizimin icindeki kiskanclik canavari ortaya cikiyor.Iste o andan itibaren Gokdeniz'in her aldigini almak isteme,hatta cocugun varligina tahammul edememe durumu basliyor.Ben'im Annem o,Benim Anneannem o,benim o sirasiyla surup gidiyor.
Aslinda ne guzel bir duygudur kiskanclik,sevgi ve ilgi acligidir cocukken ama bazilrinda bu durum pek degismez buyuseler de.

Kiskaclik yuzuden karilarini eve kapatanlar,balkona ,pencereye bile cikmasina izin vermeyenler,yok yok bunlari sevgi ve ilgi acligiyla aciklayamazlar herhalde!!!!Psikoloji okumus olsaydim gu bir yontemle!aciklardim elbet cekimeden.
Niye yaziyorum butun bunlari kizim kiskanc olsun istemiyorum,kizim korkak olsun istemiyorum,kizim ahlakli olsun,yetenekli olsun istiyorum.Kizim kendi degerinin hem cok farkinda hem de kum tanesi kadar degersiz varliklar oldugumuzun farkinda olsun istiyorum.Bedeninin varligii degil,ruhunun yogunlugunu yuceltsin istiyorum.Benim olduklarimi ve olamadiklarimi olsun istiyorum.Masumca istekler bunlar,bunlari oa enjekte edip ebeveynlerine karsi bunlari olmaliyim cunku ONLAR istiyor diye kendi istekleriden kendi dogrularidan vazgecsin istemiyorum.
 iste biz bu isteklerimizi,her hareketimiz ve onlar icin her yaptigimiz secimle azar azar enjekte ediyoruz belki de; onlar bizim cocuklarimiz  ya her hakki goruyoruz ustlerinde.
Anafikir nedir?Pedagoglari dolasip sisteme baglamak  mi,yoksa biz nasil buyuduk;Allah yardim etti Ya!onlar da iste o yardimla mi buyusunler?
Daha dun bir arkadasimla(Amine) konusurken aslinda hic de yanliz olmadigimi anladim,butun gununu cocuguyla geciren,onunla beraber yemek yapan,resim cizen,cizgifilm izleyen,sarki soyleyen bir anne olmasina ragmen;hala acaba bugunu eksik mi gecirdik ,ona faydali olamiyor muyum diye dusunmekten alakoyamiyordu kendisini.

Posted by PicasaKiskancliktan nerelere geldim,disim sussa da icim hep konusuyor,icim hep geveze.

16 Şubat 2010 Salı

SINIR

Bir sevgililer gunu vukuatini daha atlattik.Uzeri fiyonklu 4x4 gorup sinir olanlar,taksitli pirlanta alip hediye edenlere verip veristirenler,vay gercek sevgi boylemi olur muslar.Kitlesel yapilan herseye karsiyimcilar.
Size ne ya isteyen kutlasin , acsin sampanyasini gitsin kirmizi mumlu kalpli masalarda yesin yemegini.Ama yok nedir sevgililer gununu kutlamaya karsi olan kitledenseniz gercek sevgi size gore asla pirlantayla,pahali ciceklerle,armaganlarla olmaz.Nesi kotu nesi ayiptir bunun.Simdi sevgilim bana sirf pahali hediye aldi diye(ki yok oyle bisey,birlikte bile degildik  sevgililer gununde) biz gercek sevgiyi paylasmiyor mu olacagiz.Birbirimizin gozunun icine baktigimizda burnumuzun ici asktan titriyorsa bile tuketim kulturunu korukledigimiz icin sirf bu yuzden gercek ask degil mi yasadigimiz.
Ay ben karsiyim,kutlamiyorum sekerim...O zaman arama anneler gununde anneni de goreyim hadi o da tuketim kulturu,o da kitlesel sevgi gosterisi gunu.Sinirlandirarak kendinizi gercek sevgi,mutluluk ve ya her neyse adini koydugunuz sey kendi yalaniniza ordugunuz kiliftir aslinda.
Yoksa bakin yazilanlara; herkes ruh guzelligine onem veriyor,herkes belgesel izliyor sadece,herkes dogayi koruyor,paraya onem veren insan yok yani o derece yalanlariniz.
Kendi sinirlarinizda zavallilasiyorsunuz.
Tamam ben de guluyor ve cocuksu buluyorum oyle billboardlara seni seviyorum vs.yazanlari.Ama su bir gercek ;sevginin ,askin binbir tarifi ve sekli var.Kim nasil ifade ediyorsa kendini,siz begenmesenizde iste ASK odur.
Bir zamanlar loving you sakizlari vardi icinden ask...budur karikaturleri cikardi...ask sevdigine cicek vermekti,hastayken corba yapmakti,seni seviyorum demekti,ona ait olan seyleri sevmekti.
O sakizlara da kizin o halde cocuklugumuzu zehirledi bize ogretilmis asik olma rituelini yasatti diye hadi bakiyimm sizi yalanci  sosyal boceklerrr sizi.....
Posted by Picasa

28 Ocak 2010 Perşembe

En bi cok sevdiklerim...


Bu basligin altina baska bir fotograf koyamazdim.

Bu sabah kahvaltida kurutulmus domates yerken zihnimde birden sevdigim seyler siralandi.
Mesela yazin kahvaltida domates uzerine kekik dograyip bir de zeytinyagi .Sonra nanegillerden Reyhan; kokusunu duyunca kendimden gecerim.Domatesi elma gibi disleyerek yerim uzerine hafif tuz serpistirince hele mmmmm.Ve taze sogan nasil yakisir kisir'a sonra mideyi fena yakar ama taze sogani pazarda gorunce bile mutlu olurum.Sonbahar yaklasirken artik kereviz yemegi yapabilecegim icin birden kis mevsimini sevmeye baslarim .Hele kerevizin sapiyla yapilmis bolognes sos nasil yakisir makarnaya.
Kurutulmus domatesi sicak suda az yumusatip uzerine sarimsak,zeytinyagi ve taze kekik.
Evde yapilmis ince hamurlu sosuna sarimsak kattigim pizza.
Ekmegin uzerine biber salcasi surmek uzerine hafif bahartlandirinca .
Cemensiz pastirma  icine izmir tulumu ve yesil zeytin sararak yemeyi severim mesela.
Kozlenmis salcalik kirmizi biber bu listenin olmazsa olmazi.her kahvaltimin bastaci.
Sonra makarna uzerine yapmayi hayal ettigim her turlu sos heyecanlandirir beni.Severim iste.
Kalabalik sofralari severim,yemekle birlikte hos sohbeti,uzun pazar kahvaltilarini;dinlenip dinlenip yemeye devam etmeyi.
Bitter cikolatayi ,naneli ve portakllisini bulursam en mutlu insan benim.Kinder Bueno'yu.Turk kahvesini,fal kaptmayi.french pres filtre kahveyi,vanilyayi.
Endonezya'da kesfettigim aci biber recelini (Sambal Bankok).Kizgin volkanik tas uzerinde pisirilen eti.Yine Endonezya'da tanidigim Rambutan'i.
Sonra Kutahya Saphane 'de eski usul firinda eksi maya ile yapilan ev ekmegini.
Saphane elmasini.Sami amcalarin avlusundan iceri girince duydugum rutubet kokusunu.
Yasli insanlarin yavasligini.
Balli,vanilyali puroyu.
Bali birasi exotic ale Storm birayi.
kisa suren tekne turunu,
Eylul ekim ayinda kordonda otururken hafif serin havada urpermeyi.
Alsancakta tiki kizlari izlemeyi.
Nissan Micra'yi.
Evde cicekli koltukta kitap okumayi.
Ne kadar sansli bir insan oldugumu farketmeyi.
Kocamin kafasinin mesgul degilken bile mesgul olusunu.
Sarenin her halini,ona sahip olmanin verdigi mutlulugu.
Annemin yaptigi yasadigi ,gordugu ,konustugu herseyi anlatma telasini.
Kayinpederimin  rahatligini ,yavasligini,sabrini.
Esma'yi severim cogu zaman beni dinlemese bile.
Ozlemi severim heyecanla biseyler anlatmasini ve eski nesesini.
Esra'nin mertligini ve super insan Tuana'yi.
Burcu'nun kararsiz kararliligini,stilini,arkadaslarina deger vermesini.
Nursel'in guclulugu ve hatirsinasligini.
Hacer'i severim yillardir birbirimizden kopmadigimiz icin.
Zara'yi,Mango'yu,little big'i.
Alparslanin bana supriz yapmaya calisirken ki telasini ,saskinligini.
Gardrobumu acip uzun uzun bakmayi,kafamda kombin yaratmayi.
Dekorasyon dergisi incelemeyi.
Pasabahce butik magazalarini.
Earl grey cay icmeyi.
Sare'nin baskaldirisini hayir deyisini,kisiliginin oturdugunu gormeyi,
Guclu hissettigim anlardaki Ben'i.
Kocami.
Dostlarimi.
Bazi akrabalarimi:))
Ailemi,esimin ailesini,cekirdek ailemi .kendimi severim .

Posted by Picasa

19 Ocak 2010 Salı

Okyanuslarin,Kitalarin uzerinden ucmak


Endonezya yolculugunda ucus haritasini acip ara ara nerenin uzerinden ilerliyoruz diye bakmak aliskanlik oldu bende.Haritada gordugum uzerinde ilerledigimiz ulkelerde yasiyor varsayarim kendimi ve baslarim hayal kurmaya.Tabi ki Dubai'nin uzerinden gecerken orada yasayan Ayse Arman olmak degil hayalim:)
Okyanusta kayip bir balikci,Pakistan'da yalinayak kosup oynayan bir cocuk,Hindistan'da bir dansci oldugumu hayal ederim.Hep ve herzaman baska yerleri baska hayatlari merak etmisimdir ve o hayati ben yasiyor olsaydim oradaki rolumu konumlandirmaya calisirim.Ama hep bu durumlarda karsimda savasci ve isyankar maceradan maceraya atlayan bir aksiyon filmi aktoru kivamli bir BEN buluyorum nedense.Yok oyle hayallerimde bile soyle bi oturayim Hindistan'da seyh'in karisi olayim zevk-u sefa sureyim,olmuyor iste bu deli bunye kabul etmiyor kokos hayalleri .
Altimizda kitalar okyanuslar,goler,denizler,koca bir dunya yavasca akarken,ya da bana bu anlar yavas gelirken,degisken kimliklerdeki halimi canlandirirken hayalimde; yasamak,varolmak ve BEN olmak mucize.Tanriya binlerce sukur verdikleri icin.
Posted by Picasa